3. Bölüm: Tohumlardaki Tasarım
Tohumlar temel yapı olarak -önceki bölümde de söz ettiğimiz gibi- bir tohum kılıfı, besin deposu ve embriyodan oluşurlar. Ancak temel yapıları aynı olmasına rağmen her tohumun besin deposunun miktarı, tohumu çevreleyen koruyucu zarın cinsi, kalınlığı, kendisini saran meyvenin şekli, meyvesinin tadı birbirinden çok farklıdır. Tohum kılıflarının şekillerinden renklerine, malzemelerindeki çeşitliliğe kadar herşey, bitkilerin yaşadığı ortama ve türüne göre değişiklik gösterir.
Bu açıdan incelendiğinde tüm tohumlar birer yaratılış harikası olarak karşımıza çıkarlar. Şimdi tohumladaki farklılıklara örnekler verelim. Kayısıda tek bir çekirdek yani bir tane tohum bulunur ve bu çekirdek katı kabuğunun içinde çok iyi korunur. Etli kısım ise şekerli ve yenilmeye elverişlidir. Bu bölüm insanların yanısıra kuşlar, kemirgenler, böcekler ve diğer hayvanlar için de iyi bir besindir. Ancak meyvenin böyle iki kısımdan oluşması, bitki için de iyi bir fırsattır. Çünkü meyve bölümünün yenilmesi ile birlikte kayısının ortasında sert bir çekirdek şeklinde tohum ortaya çıkar. Ve tohum bu şekilde uygun bir yerde filizlenerek yeni bir ağaç olarak yetişme imkanı bulur.
Başka bir örnek olarak kiviyi verelim. Kivi, kayısının aksine içindeki çekirdekleri (tohumları) de yenen bir meyvedir. İşte bunun için kivinin tek bir tohumu değil, çok sayıda küçük tohumu vardır. Etli bir meyve olan kivide olduğu gibi gruplaşmış halde bulunan tohumlar genellikle küçüktür ama birarada bulunmaları ve çok sayıda olmaları nedeniyle -meyvenin bir bölümü yense bile- bir bitki haline gelme ihtimalleri daha fazladır.
Bu açıdan incelendiğinde tüm tohumlar birer yaratılış harikası olarak karşımıza çıkarlar. Şimdi tohumladaki farklılıklara örnekler verelim. Kayısıda tek bir çekirdek yani bir tane tohum bulunur ve bu çekirdek katı kabuğunun içinde çok iyi korunur. Etli kısım ise şekerli ve yenilmeye elverişlidir. Bu bölüm insanların yanısıra kuşlar, kemirgenler, böcekler ve diğer hayvanlar için de iyi bir besindir. Ancak meyvenin böyle iki kısımdan oluşması, bitki için de iyi bir fırsattır. Çünkü meyve bölümünün yenilmesi ile birlikte kayısının ortasında sert bir çekirdek şeklinde tohum ortaya çıkar. Ve tohum bu şekilde uygun bir yerde filizlenerek yeni bir ağaç olarak yetişme imkanı bulur.
Başka bir örnek olarak kiviyi verelim. Kivi, kayısının aksine içindeki çekirdekleri (tohumları) de yenen bir meyvedir. İşte bunun için kivinin tek bir tohumu değil, çok sayıda küçük tohumu vardır. Etli bir meyve olan kivide olduğu gibi gruplaşmış halde bulunan tohumlar genellikle küçüktür ama birarada bulunmaları ve çok sayıda olmaları nedeniyle -meyvenin bir bölümü yense bile- bir bitki haline gelme ihtimalleri daha fazladır.
Kuru meyveler ise genellikle tohumun korunmasında ve yayılmasında önemli bir fonksiyona sahip olan mimari yapılarla süslüdür. Buna örnek olarak devedikeninin tepesinde bulunan püskülü verebiliriz. Bu küçük paraşütlerin görevleri -ileriki bölümlerde detaylarıyla inceleyeceğimiz gibi- değerli yüklerini (üreme hücrelerini) hava yoluyla uzaklara taşımaktır.
Kuru meyvelerden çok tohumlu olanlar tohumlarını yaymak için açılırlar. Yeşerme sırasında tohumlar birbirlerine yaklaşarak sıkışır ve iyice sıkıştıracak şekilde karşılıklı birbirlerini zorlarlar. Bu tür meyvelere kendiliğinden açılan meyveler denilir. Bunlarda, tohumun kılıfı kalın ve dayanıklıdır, çünkü embriyoyu ve besin deposunu bu kılıf korumaktadır. Bu türün tohumları çok farklı renkler, şekiller ve dokulara sahip olduğu gibi, kanatlar, tüyler, ince zar gibi farklı bölümlere de sahiptir.
Kuru meyvelerden çok tohumlu olanlar tohumlarını yaymak için açılırlar. Yeşerme sırasında tohumlar birbirlerine yaklaşarak sıkışır ve iyice sıkıştıracak şekilde karşılıklı birbirlerini zorlarlar. Bu tür meyvelere kendiliğinden açılan meyveler denilir. Bunlarda, tohumun kılıfı kalın ve dayanıklıdır, çünkü embriyoyu ve besin deposunu bu kılıf korumaktadır. Bu türün tohumları çok farklı renkler, şekiller ve dokulara sahip olduğu gibi, kanatlar, tüyler, ince zar gibi farklı bölümlere de sahiptir.
Çok tohumlu kuru meyvelerin tipleri büyük bir çeşitliliğe sahiptir. Kapsüller, kesecikler, keçiboynuzu, taneli vs. gibi pek çok meyve türü söz konusudur. İşte bunlara birkaç örnek:
Montbretia'nın üç tohum kaplı kapsülü parlak oranj renkte yuvarlak tohumlara sahiptir. Tohumlarını etrafa saçmak için rüzgarın onu sallamasını veya herhangi bir canlının oradan geçmesini bekler.9
Baklagiller ise meyveleri taneli olan son derece geniş bir türdür. Her türün şekli ve özellikleri kendine özgüdür. Örneğin; bezelyenin taneleri son derece düzgün bir şekilde arka arkaya dizilmişlerdir. Colutea arborescens ise içi hava ile şişmiş bir haldedir ve gürültülü bir şekilde çatlar. Bu bitkilerin en ilginci de mimoza bitkisinin (Mimosa pigra) inanılmaz taneleridir. Bunlar, her biri bir tohum içerecek şekilde tüylü dikenlere benzer şekiller oluşturmuşlardır.10
Bunlar bitki tohumlarındaki fonksiyonel yapılarla ilgili yalnızca birkaç örnektir. Her bitki türünün tohum yapısının farklı olduğu düşünüldüğünde benzersiz bir çeşitlilik ve bu çeşitlilikteki kusursuzluk ile karşı karşıya olduğumuz görülecektir.
Montbretia'nın üç tohum kaplı kapsülü parlak oranj renkte yuvarlak tohumlara sahiptir. Tohumlarını etrafa saçmak için rüzgarın onu sallamasını veya herhangi bir canlının oradan geçmesini bekler.9
Baklagiller ise meyveleri taneli olan son derece geniş bir türdür. Her türün şekli ve özellikleri kendine özgüdür. Örneğin; bezelyenin taneleri son derece düzgün bir şekilde arka arkaya dizilmişlerdir. Colutea arborescens ise içi hava ile şişmiş bir haldedir ve gürültülü bir şekilde çatlar. Bu bitkilerin en ilginci de mimoza bitkisinin (Mimosa pigra) inanılmaz taneleridir. Bunlar, her biri bir tohum içerecek şekilde tüylü dikenlere benzer şekiller oluşturmuşlardır.10
Bunlar bitki tohumlarındaki fonksiyonel yapılarla ilgili yalnızca birkaç örnektir. Her bitki türünün tohum yapısının farklı olduğu düşünüldüğünde benzersiz bir çeşitlilik ve bu çeşitlilikteki kusursuzluk ile karşı karşıya olduğumuz görülecektir.
Tohum Kılıfındaki Özel Maddeler
Tohumların genel yapılarındaki farklılıkların yanısıra, kılıfları da tam ihtiyaç duyacakları özelliklere sahip olarak yaratılmıştır.
Tohumun içindeki embriyo son derece değerlidir. Bu nedenle yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir. Bu koruma her bitki türüne göre değişiklik gösteren tohum kılıfları ile sağlanmıştır. Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur. Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler, tohumların su üzerinde durabilmesinde ya da rüzgarlarla uçmasında da etkendirler.
Tohumların dış kılıfları, son derece çeşitli ve dikkat çekici özelliklere sahiptir. Bazı dış zarlar düşmanları uzaklaştırabilmek için acı bir madde ile kaplıdır. Bazıları ise "tanen" denilen bir madde bakımından zengindir ki bu madde tohumlardaki çürümeyi sınırlandırır. Birçok bitki türünün tohumlarında ise kılıflar bir tür jöle ile kaplıdır. Proteinlerle birleşmiş kompleks şekerlerden oluşan bu jölemsi madde, su ile karşılaştığında kolayca şişer. Bu sayede tohum kolayca nemli maddelerin üzerine yapışır. Bu özellik, ileride göreceğimiz gibi filizlenme sırasında önemli rol oynayacaktır.11
Tohumların koruyucu dış katmanları (tohum kılıfları) genellikle çok serttir. Bu özellik tohumu karşılaşacağı dış etkenlere karşı korur. Örneğin; bazı tohumların gelişimlerinin son aşamasında dış yüzeylerinde dayanıklı mumlu bir yapı birikir, bu sayede tohumlar su ve gaz tesirine karşı dirençli olurlar.12 Tohum kılıfları bitkinin türüne göre değişik malzemelerle kaplanabilir; fasulye tanesinde olduğu gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirdeğinde olduğu gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayanıklı olması gereken tohumların kabukları diğerlerine göre daha sert ve kalındır.
Tohumun içindeki embriyo son derece değerlidir. Bu nedenle yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir. Bu koruma her bitki türüne göre değişiklik gösteren tohum kılıfları ile sağlanmıştır. Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur. Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler, tohumların su üzerinde durabilmesinde ya da rüzgarlarla uçmasında da etkendirler.
Tohumların dış kılıfları, son derece çeşitli ve dikkat çekici özelliklere sahiptir. Bazı dış zarlar düşmanları uzaklaştırabilmek için acı bir madde ile kaplıdır. Bazıları ise "tanen" denilen bir madde bakımından zengindir ki bu madde tohumlardaki çürümeyi sınırlandırır. Birçok bitki türünün tohumlarında ise kılıflar bir tür jöle ile kaplıdır. Proteinlerle birleşmiş kompleks şekerlerden oluşan bu jölemsi madde, su ile karşılaştığında kolayca şişer. Bu sayede tohum kolayca nemli maddelerin üzerine yapışır. Bu özellik, ileride göreceğimiz gibi filizlenme sırasında önemli rol oynayacaktır.11
Tohumların koruyucu dış katmanları (tohum kılıfları) genellikle çok serttir. Bu özellik tohumu karşılaşacağı dış etkenlere karşı korur. Örneğin; bazı tohumların gelişimlerinin son aşamasında dış yüzeylerinde dayanıklı mumlu bir yapı birikir, bu sayede tohumlar su ve gaz tesirine karşı dirençli olurlar.12 Tohum kılıfları bitkinin türüne göre değişik malzemelerle kaplanabilir; fasulye tanesinde olduğu gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirdeğinde olduğu gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir. Suya dayanıklı olması gereken tohumların kabukları diğerlerine göre daha sert ve kalındır.
Tohumlardaki düzene günlük hayatımızda sık karşılaştığımız bir bitkiden, fasulye tanesinden örnek verelim: Fasulye tanesi, türüne göre bir veya iki kılıf ile çevrilmiştir. Bu kılıflar tıpkı bir palto gibi tohumu dış ortamın soğuk hava, kuraklık, mekanik etkiler gibi zorlu şartlarından korur. Burası, aynı zamanda dış ortam ile olan bütün alışverişin de yapıldığı bölgedir. Kısacası, tohumun büyümesi konusunda bu kılıf önemli bir rol oynamaktadır.
Fasulye tanesinin bulunduğu yerden koparıldığı noktada oval bir iz görülür. Bu, tanenin yani tohumun anne bitkiye olan bağlantı noktasıdır. Dikkatli bir şekilde incelendiğinde burada "micropyle" denen küçük bir delik olduğu görülecektir. Bu deliği işlevleri nedeniyle bebeklerdeki göbek bağına benzetmek mümkündür. Bu özel geçiş yerinden yumurtacığın içerisindeki dişi üreme hücresini döllemeye yarayan tüp girer. Ayrıca zamanı geldiğinde su, bu delikten içeriye girerek ve tohumun filizlenmesini sağlar.13
Tohum kabuklarının kalınlığı da -daha önce belirttiğimiz gibi- bitkinin türüne göre özel olarak ayarlanmıştır. Her bitkinin tohum kabuğu bulunduğu ortamda gelişmesine olanak verecek yeterliliktedir; ne çok kalındır ne de çok ince. Çünkü kabuğu çok kalın olan bir tohum bütün zorlu koşullarda yaşayabilir; ancak bir dezavantaj olarak aşırı kalın bir kabuk embriyonun dışarı çıkmasında bazı problemlere neden olabilir. Zayıf kabuğu olan bir tohum ise pek çok dış etken nedeniyle daha çabuk bozulabilir. İşte bu yüzden tüm tohumlar bulundukları ortama en uygun kabuk kalınlıklarına sahiplerdir.
Tohumun üst kaplaması çeşitli hayvanların azı dişlerine, bağırsak asitlerine ve enzimlere, oksijensiz atmosfere direnecek kadar dayanıklıdır. Ayrıca bu tohum kaplaması gerektiğinde uygun filizlenme koşulları oluşana kadar embriyoyu havadan, yanlış filizlenmesine neden olacak sebeplerden ve tohum yiyen hayvanlardan korumak için evrimsel olarak dizayn edilmiştir.15
Dikkat edilirse yukarıda tohumların kusursuz yapısındaki dikkat çekici özelliklerden bazıları arka arkaya sıralanmakta, son satırlarda ise "evrimsel dizayn" ifadesi kullanılarak tohumların evrim ile oluştuğu havası yaratılmaya çalışılmaktadır. Ancak elbette ki yukarıdaki paragraf tohumların nasıl ortaya çıktıkları sorusunu açıklamaktan son derece uzaktır. Çünkü burada aslında tohumlardaki düzenin kusursuzluğundan bahsedilmektedir. Sona eklenen "evrimsel olarak dizayn edilmiştir" cümlesi ise gerçekte hiçbir anlam ifade etmemektedir.
Ayrıca bu ifade kendi içinde de tutarsızdır. Zira, "evrim" ve "dizayn" kavramları birbirine taban tabana zıt kavramlardır ve evrimin bir dizayn ortaya çıkarması, bir şey tasarlaması düşünülemez. Çünkü evrim tesadüflere dayalı bir süreci savunur; "dizayn" yani "tasarım" kavramı ise bir aklın varlığını gösterir. Dolayısıyla bir yerde bir dizayn varsa bu durum evrim, tesadüf, rastlantı gibi kavramların bunda hiçbir etkisi olamayacağını ortaya koyar. Canlılardaki ve şu anki konumuz olan tohumlardaki yapılar da onların evrimin değil üstün bir aklın ürünü olduklarının en açık kanıtıdır.
Ayrıca bu ifade kendi içinde de tutarsızdır. Zira, "evrim" ve "dizayn" kavramları birbirine taban tabana zıt kavramlardır ve evrimin bir dizayn ortaya çıkarması, bir şey tasarlaması düşünülemez. Çünkü evrim tesadüflere dayalı bir süreci savunur; "dizayn" yani "tasarım" kavramı ise bir aklın varlığını gösterir. Dolayısıyla bir yerde bir dizayn varsa bu durum evrim, tesadüf, rastlantı gibi kavramların bunda hiçbir etkisi olamayacağını ortaya koyar. Canlılardaki ve şu anki konumuz olan tohumlardaki yapılar da onların evrimin değil üstün bir aklın ürünü olduklarının en açık kanıtıdır.
Bu durumu şöyle bir örnekle daha açık hale getirelim. Bir gün bir resim galerisine gittiğinizi ve burada bir salon dolusu tohum resmi ile karşılaştığınızı farz edelim. Her resimde farklı bir bitkinin tohumu ile ilgili detaylar çizilmiş olsun. Galerinin sahibine bu kadar çeşitli resmi kimin çizdiğini sorduğunuzu düşünelim. Eğer bu kişi size "bu resimlerin bir ressamı yoktur, bunlar tesadüflerin yardımıyla evrimsel olarak dizayn edilmiştir" dese ne düşünürsünüz? Elbette böyle bir cevabın son derece mantıksız ve akıl dışı olduğunu hemen anlar ve ressamın varlığı konusunda ısrar edersiniz.
Cansız tohum resimlerinin "evrimsel dizaynı" gibi bir iddiaya inanamayacağınıza göre, tamamen canlı yapılarda, içinde bir bitkiye ait tüm bilgileri bulunduran, uygun şart ve ortamlarda filizlenerek dev ağaçları, yüz binlerce çeşit meyveyi, çiçeği meydana getiren tohumları, bilinçsiz ve şuursuz tesadüflerin var ettiğine de inanamazsınız. Görüldüğü gibi burada asıl olarak bu dizaynı kimin yaptığı, nasıl yaptığı, bitkinin bu dizayna uygun bir yapıya nasıl getirildiği ve bunun nasıl yerleştirildiği gibi soruların cevabının verilmesi gerekmektedir.
Cansız tohum resimlerinin "evrimsel dizaynı" gibi bir iddiaya inanamayacağınıza göre, tamamen canlı yapılarda, içinde bir bitkiye ait tüm bilgileri bulunduran, uygun şart ve ortamlarda filizlenerek dev ağaçları, yüz binlerce çeşit meyveyi, çiçeği meydana getiren tohumları, bilinçsiz ve şuursuz tesadüflerin var ettiğine de inanamazsınız. Görüldüğü gibi burada asıl olarak bu dizaynı kimin yaptığı, nasıl yaptığı, bitkinin bu dizayna uygun bir yapıya nasıl getirildiği ve bunun nasıl yerleştirildiği gibi soruların cevabının verilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, tohumların yapısında evrimcilerin tesadüf iddiaları ile asla açıklanamayacak, çok açık bir düzen vardır. Elbette ki bu plan şuursuz tesadüflerin sonucunda ya da başka herhangi bir nedenle ortaya çıkmamıştır. Her resmin bir ressamı olduğu gibi tohumları yaratan da sonsuz akıl ve üstün güç sahibi olan Allah'tır. Bitkilerdeki yapıların her kademesinde görülen bu akıl, onların üstün güç sahibi olan Allah tarafından yaratılmış olduklarının açık bir delilidir.
Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır. (Nahl Suresi, 10-11)
Gomphrena çiçeği ve tohumlar
En üst resimlerde kiraz tohumu ve bu tohumun içindeki bilgiler doğrultusunda büyümüş, çiçek açmış, zamanı geldiğinde de meyve verecek bir kiraz ağacı görülmektedir. Yandaki resim ise bir tür yabani incir ağacına aittir. Metrelerce yükseklikteki bu dev ağaçlar da, meyvelerinin şekeri, kusursuz rengi ve lezzeti tam olan kiraz gibi ağaçlar da küçük tohumlardan çıkmaktadır. (Yukarıdaki resimde görülen insan elindeki küçük tohum yandaki incir ağacının tohumudur) Bu ağaçlarla ilgili bütün bilgiler eksiksiz bir şekilde tohumlarında kodlanmıştır. Üstelik milyonlarca yıldır aynı tohumlara aynı bitkiler kodludur ve bu sayede aynı tohumlardan aynı bitkiler çıkmaktadır. Allah tohumlara yerleştirdiği bilgi ile herşeye güç yetiren olduğunu bize göstermektedir.
En üst resimlerde kiraz tohumu ve bu tohumun içindeki bilgiler doğrultusunda büyümüş, çiçek açmış, zamanı geldiğinde de meyve verecek bir kiraz ağacı görülmektedir. Yandaki resim ise bir tür yabani incir ağacına aittir. Metrelerce yükseklikteki bu dev ağaçlar da, meyvelerinin şekeri, kusursuz rengi ve lezzeti tam olan kiraz gibi ağaçlar da küçük tohumlardan çıkmaktadır. (Yukarıdaki resimde görülen insan elindeki küçük tohum yandaki incir ağacının tohumudur) Bu ağaçlarla ilgili bütün bilgiler eksiksiz bir şekilde tohumlarında kodlanmıştır. Üstelik milyonlarca yıldır aynı tohumlara aynı bitkiler kodludur ve bu sayede aynı tohumlardan aynı bitkiler çıkmaktadır. Allah tohumlara yerleştirdiği bilgi ile herşeye güç yetiren olduğunu bize göstermektedir.
Yukarıda görülen küçük tohumlarda yandaki 30 metrelik ağaçla ilgili tüm bilgiler kodlanmıştır. Ağaçta kaç yaprak olacağı, ağacın boyu, meyve verip vermeyeceği gibi özelliklerin tümü bu bilgiler arasındadır. Üstelik tüm bu bilgiler dünya tarihinin başından bu yana aynı tohumlarda aynı şekilde kodlanmıştır. Ve aynı tohumlardan hep aynı ağaçlar büyümüştür.
1-4) Manolya bitkisi geceleri yapraklarını az kapatır. Bu sayede böceklerin kendisini daha çok ziyaret etmesini sağlamış olur.
5) Çiçek solmaya başlar. Taç yapraklar artık bir çiçeğin yere düşecek çöpleri haline gelir.
6) Taç yapraklar solar.
7) Çiçeğin polenlenmiş yumurtası meyveye dönüşmeye başlar.
8) Meyve olgunlaştığında çok güzel kırmızı bir renk alır.
9) En sonunda olgunlaşmış meyveler patlayarak düşmeye hazır tohumlar haline dönüşürler.
Bu tohumlar daha sonra yanda görülen ihtişamlı manolya ağaçlarını oluşturacaklardır.
Tohumların Büyüklüklerinin Farklı Olmasının Önemli Sebepleri Vardır
Her bitkinin tohumu farklı bir büyüklüğe sahiptir. Örneğin uzun süreli su yolculuğu yapan hindistan cevizleri, en büyük tohumlar arasındadır. Bu büyüklük hindistan cevizlerine yolculukları sırasında yetecek kadar besini depolama imkanını verir.
Orkidelerin ise oldukça küçük tohumları vardır. Orkideler toprak, ışık ve nemin onlar için kesin olarak uygun olduğu durumlarda yetişebilen hassas bitkilerdir. Bu yüzden orkideler rüzgar ile kolayca uçabilecek kadar küçük ve en uygun yere dağılabilecek sayıda tohum yaparlar. Tek bir orkide çiçeği milyonlarca tohum üretebilir. 16Görüldüğü gibi tohumların büyüklükleri de bitkilerdeki diğer özellikler gibi bir plan dahilinde belirlenmiştir.
Yukarıda resmi görülen kayın ağacı tohumları sonbaharın sonlarına doğru dağılır ve etrafta uçuşmaya başlarlar. Boyutları 0.5 cm. olan bu küçük tohumlar nerede yeterli ışık varsa orada büyürler.
Tropikal ormanlarda çok büyük hacimli tohumlar yetişir. Sağ üstte resmi görülen Mommay bunlardan biridir.Mommay tohumlarının büyüklüğü genellikle 5 cm.dir. Bu tohumun özelliği kurak yerlerde filizlenebilme avantajını sağlayan kolay uzayan köklere sahip olmasıdır. Bu da tohum için susuzluktan kuruma riskini azaltır.17
O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (En'am Suresi, 99)
Orkidelerin ise oldukça küçük tohumları vardır. Orkideler toprak, ışık ve nemin onlar için kesin olarak uygun olduğu durumlarda yetişebilen hassas bitkilerdir. Bu yüzden orkideler rüzgar ile kolayca uçabilecek kadar küçük ve en uygun yere dağılabilecek sayıda tohum yaparlar. Tek bir orkide çiçeği milyonlarca tohum üretebilir. 16Görüldüğü gibi tohumların büyüklükleri de bitkilerdeki diğer özellikler gibi bir plan dahilinde belirlenmiştir.
Yukarıda resmi görülen kayın ağacı tohumları sonbaharın sonlarına doğru dağılır ve etrafta uçuşmaya başlarlar. Boyutları 0.5 cm. olan bu küçük tohumlar nerede yeterli ışık varsa orada büyürler.
Tropikal ormanlarda çok büyük hacimli tohumlar yetişir. Sağ üstte resmi görülen Mommay bunlardan biridir.Mommay tohumlarının büyüklüğü genellikle 5 cm.dir. Bu tohumun özelliği kurak yerlerde filizlenebilme avantajını sağlayan kolay uzayan köklere sahip olmasıdır. Bu da tohum için susuzluktan kuruma riskini azaltır.17
O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (En'am Suresi, 99)
Tohumların Büyüklüklerinin Farklı Olmasının Önemli Sebepleri Vardır
Her bitkinin tohumu farklı bir büyüklüğe sahiptir. Örneğin uzun süreli su yolculuğu yapan hindistan cevizleri, en büyük tohumlar arasındadır. Bu büyüklük hindistan cevizlerine yolculukları sırasında yetecek kadar besini depolama imkanını verir.
Orkidelerin ise oldukça küçük tohumları vardır. Orkideler toprak, ışık ve nemin onlar için kesin olarak uygun olduğu durumlarda yetişebilen hassas bitkilerdir. Bu yüzden orkideler rüzgar ile kolayca uçabilecek kadar küçük ve en uygun yere dağılabilecek sayıda tohum yaparlar. Tek bir orkide çiçeği milyonlarca tohum üretebilir.16 Görüldüğü gibi tohumların büyüklükleri de bitkilerdeki diğer özellikler gibi bir plan dahilinde belirlenmiştir.
Yukarıda resmi görülen kayın ağacı tohumları sonbaharın sonlarına doğru dağılır ve etrafta uçuşmaya başlarlar. Boyutları 0.5 cm. olan bu küçük tohumlar nerede yeterli ışık varsa orada büyürler.
Tropikal ormanlarda çok büyük hacimli tohumlar yetişir. Sağ üstte resmi görülen Mommay bunlardan biridir. Mommay tohumlarının büyüklüğü genellikle 5 cm.dir. Bu tohumun özelliği kurak yerlerde filizlenebilme avantajını sağlayan kolay uzayan köklere sahip olmasıdır. Bu da tohum için susuzluktan kuruma riskini azaltır.17
O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (En'am Suresi, 99)
Orkidelerin ise oldukça küçük tohumları vardır. Orkideler toprak, ışık ve nemin onlar için kesin olarak uygun olduğu durumlarda yetişebilen hassas bitkilerdir. Bu yüzden orkideler rüzgar ile kolayca uçabilecek kadar küçük ve en uygun yere dağılabilecek sayıda tohum yaparlar. Tek bir orkide çiçeği milyonlarca tohum üretebilir.16 Görüldüğü gibi tohumların büyüklükleri de bitkilerdeki diğer özellikler gibi bir plan dahilinde belirlenmiştir.
Yukarıda resmi görülen kayın ağacı tohumları sonbaharın sonlarına doğru dağılır ve etrafta uçuşmaya başlarlar. Boyutları 0.5 cm. olan bu küçük tohumlar nerede yeterli ışık varsa orada büyürler.
Tropikal ormanlarda çok büyük hacimli tohumlar yetişir. Sağ üstte resmi görülen Mommay bunlardan biridir. Mommay tohumlarının büyüklüğü genellikle 5 cm.dir. Bu tohumun özelliği kurak yerlerde filizlenebilme avantajını sağlayan kolay uzayan köklere sahip olmasıdır. Bu da tohum için susuzluktan kuruma riskini azaltır.17
O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (En'am Suresi, 99)
Dipnotlar
9- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.31
10- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.32-33)
11- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.24
12- Plantwatching, s.44
13- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.17
14- Mark Ridley, Evolution, Oxford University Press, 1997, s.293
15- Mark Ridley, Evolution, Oxford University Press, 1997, s.293
16- Harry J. Fuller, The Plant World, s.48-51
17- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.86
9- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.31
10- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.32-33)
11- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.24
12- Plantwatching, s.44
13- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.17
14- Mark Ridley, Evolution, Oxford University Press, 1997, s.293
15- Mark Ridley, Evolution, Oxford University Press, 1997, s.293
16- Harry J. Fuller, The Plant World, s.48-51
17- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le Monde Merveilleux Des Graines, s.86